NDS Liseliler Edebiyat Ödülü Töreni-2014

15 Kasım Cumartesi günü öğleden sonra, Notre Dame de Sion mezunu gazeteci Yazgülü Aldoğan tarafından sunulan, NDS’liler Derneği’nin düzenlediği geleneksel panel, Tüyap Kitap Fuarı’nın Büyükada Konferans Salonu’nda gerçekleşti

Panel öncesinde, Türkçeye Bahadırhan Bozkurt tarafından «Yağmuru Seven Çocuk» başlığıyla çevrilen «Métaphysique des tubes» adlı kitabı için Belçikalı yazar Amélie Nothomb’a verilen NDS Liseliler Edebiyat Ödülünün töreni vardı.

Ödül kazanan yazarın törene neden katılamadığını açıklayan mektubu okunduktan sonra ödül, edebiyat eleştirmeni Doğan Hızlan tarafından kitabın Türkçe çevirisini yayınlayan Doğan Kitap Müdürü Deniz Yüce Başarır’a teslim edildi.

İstanbul Notre Dame de Sion Fransız Lisesi 2008 yılında Mezunlar Derneği’nin aracılığıyla NDS Edebiyat Ödülü oluşturmuştur. Ödül sırasıyla bir yıl Türk bir yazarın Türkçe yazılmış eserine, ertesi yıl frankofon bir yazarın Fransızca yazılmış ve Türkçeye çevrilmiş bir eserine verilmektedir. Jüri ise, tümü Notre Dame de Sion mezunu olan yazar, gazeteci ve araştırmacılardan oluşmaktadır.

Lisemiz, 2013’te, Fransa’daki Liseliler Goncourt Ödülü gibi, bir NDS Liseliler Edebiyat Ödülü düzenlemeye karar vermiştir. Geçen yıl Eylül ayında Lisenin 33 öğrencisi ile bir jüri oluşturulmuş, bu jüri üyeleri Türkçeye çevrilip yayınlanmış 17 adet kitap okumuştur.

Türkiye’de tarzında benzeri bulunmayan bu ödül için kurulan jürinin üyesi olan iki lise öğrencisi, Yağmur Yurtsever ile İlayda Koşağan, ödül töreninde görev aldılar. Yağmur konuyla ilgili sunumunu yaparken, İlayda ise neden Amélie Nothomb’un kitabını seçtiklerini anlattı.

Altta İlayda’nın konuşmasından bir alıntı bulacaksınız :

“Amélie Nothomb, hayatının ilk üç senesini hatırlamakla kalmıyor, bizi yaşadığı ilk aylardan üç yaşına kadar süren detaylı, büyüleyici, yeni ufuklara doğru bir yolculuğa çıkarıyor.

Bebekliğindeki benlik algısı ve bu algının felsefi boyutları, okurken aklınızı zorluyor, bazı cümlelere tekrar dönüyor ve kendi benliğinizle paralelliklerini değerlendiriyorsunuz. Nothomb’un tüm ilk çocukluk heyecanlarını, Japonya’daki hayatına duyduğu hayranlığı, ailesiyle olan sürekli gelişen ve değişen ilişkisini, canlı ve sürükleyici diliyle anlatımı, sizi kitaba bağlıyor ve bitene kadar elinizden bırakamıyorsunuz. Yağmuru Seven Çocuk’un tüm bu özellikleri, onu biyografi türünde çok özel bir yere çıkarıyor.

Ben ve benim kuşağım, apartman dairelerinde, televizyon ya da bilgisayar karşısında büyüdük. Nothomb’un çocukluğu, benimkine kıyaslandığında çarpıcı farkları yüzünden beni büyüledi.”