NDS Sürdürülebilir Yaşam/Çevre Kulübü «THE ADVENTURE OF OLİVE» Projesi ile okulumuzu ABD’de temsil etti

CARETAKERS OF THE ENVIRONMENT 2017 USA WESTERN OREGON UNIVERSITY

30 HAZİRAN
Bu yıl 31. kez düzenlenen ve 20 farklı ülkeden öğretmen ve öğrencilerin katıldığı “Caretakers of the Environment USA 2017 ” konferansına biz de Sürdürülebilir Yaşam Kulübü öğretmenimiz Seval Erol eşliğinde arkadaşım Berkin Toy’la birlikte katıldık.

Her yıl farklı ülkelerde düzenlenen ve bu sene Amerika’da olan konferansa ulaşmak için sabah erkenden uçağa bindik ve uzun bir yolculuğun sonunda konferansın yapılacağı Western Oregon Üniversitesi’ne ulaştık. Üniversitenin bahçesi çok uzun yıllar yaşamalarıyla bilinen sekoya ağaçlarıyla kaplıydı. Konferans boyunca boş vakitlerimizde bu ağaçların kalın gövdelerinin dibinde bol bol dinlendik ve sohbet ettik.

Geç bir saatte ulaştığımız için bir veya iki kişi kalınan üniversite yurduna yerleştik ve konferansın heyecanına rağmen uyumayı denedik.

TEMMUZ
Sabah kahvaltısından sonra açılış toplantısına gittik, toplantının başlamasını beklerken hem diğer Türk okullarından öğrencilerle hem de başka ülkelerden öğrencilerle tanıştık. Açılışı, programın başkanı yaptı ve bize ülkelerin temsilcilerini tanıttı. Konferans boyunca yapacağımız aktivitelerden sorumlu olan ve bize destek olacak üniversite öğrencilerinden oluşan “Alumni” ekibinin sunumlarını dinledik.
Gün boyunca çeşitli oryantasyon aktivitelerine katılarak farklı ülkelerden gelen delegelerle kaynaştık.

TEMMUZ
Oregon’da geçirdiğimiz ikinci günde açılış seremonisi düzenlendi, her ülke kendi bayrağını taşıdı, bir geçit töreni yapıldı. Yirmi farklı ülkeden gelen delegelerin kendi bayraklarını taşıyarak geçmesi ve herkesin alkışlaması ilginç bir deneyimdi.
Akşam “Food Market” vardı, her ülke ana salona kendi standını kuruyor ve süslüyordu. Bizim standımızda Atatürk köşemiz, zeytin, farklı türde lokumlar, helva, akide şekeri, badem şekeri, magnetler, nazar boncuklu bileklikler, Türk kahvesi ve ebru seti vardı. Standımız çok ilgi çekti, ziyaret edenler özellikle lokumlardan yemek için tekrar tekrar geri döndüler ve bize sorular sordular.

TEMMUZ
Bugün sunumların yapıldığı gündü, sabah ve öğleden sonra olmak üzere iki defa sunumumuzu gerçekleştirdil. Saint Michel Lisesi ile ortak gerçekleştirdiğimiz sunumun ismi “The Adventure of Olive”di`; katılımcılara zeytinin özelliklerini, yetiştiği iklimi, gittiğimiz zeytin hasadını ve zeytinin neden sürdürülebilir bir gıda olduğunu anlattık. Sunumdan önce okuduğumuz şiir ve sonrasında gösterdiğimiz video da katılımcıların dikkatini çekti. Sunumdan sonra okulumuzdaki “Fidandan Sofraya Zeytin” sergisinin kitapçıklarını ve projemizi özetleyen kitap ayraçlarını dağıttık. Projemizi başarıyla sunarak hem okullarımızı hemde ülkemizi temsil ettik.
Sunumlar bittikten sonra yeniden gruplara ayrılarak workshoplara katıldık.

Katıldığımız ilk workshop öğretmen Sally White’ın “Growing Soil in the City”di. Sally White bize şehir hayatında solucanlardan yararlanarak nasıl gübre yetiştirebileceğimizi ve kendi yaptığı gübreyi gösterdi.

Katıldığımız diğer workshop “Refining the Art of Advocacy”di. Bu çalışmada istediğimiz şeyler için yasal yollarla nasıl uğraşabileceğimizi ve savunma hakkımız konuşuldu. Bize daha önce hiç bir şeyi kazanmak için ülkemizde mücadele edip etmediğimizi sordular. Biz de onlara ve diğer katılımcılara Türkiye’de zeytinliklerin kurtarılması için yürütülen kampanyaları ve halkın hep birlikte başarıya ulaştığını anlattık. Anlattıklarımızla çok ilgilendiler ve bize bu konuda sorular sordular.

TEMMUZ
Amerika’nın Bağımsızlık Günü olan 4 Temmuz’u Amerika’da geçirmek, geçit törenlerini izlemek, havai fişekleri görmek bizim için çok özel bir deneyimdi. İlk önce saat 11 00 ’de resmi geçit törenini izlemek için kampüsten çıkarak törenin yapıldığı bayrakla süslenmiş sokaklarda yürüdük ve özel olarak süslenmiş arabaların, dansçıların, atların geçişini izledik.

Akşam da havai fişek gösterisini izlemek için göl kenarına gittik. Gösterinin başlangıcından önce festival alanında kurulmuş olan stantlardan krep, limonata, dondurma gibi yiyecekler aldık ve konser alanına göz attık. Havai fişek gösterisi yirmi dakika sürdü. Çok güzel ve renkli bir gün geçirmiş olduk.

TEMMUZ
Oregon Üniversitesi’ne geziye giderek üniversite hakkında bilgi aldık ve üniversiteye bağlı olan alanları gezdik. İlk önce üniversitede tarım yapılan araziye gittik ve bizim de uygulayabileceğimiz tarım uygulamalarını gördük. Oregon karasal iklim yaşayan bir bölge olduğu için ektikleri fidelerin üzerini naylonla örtüyorlar, bu sayede bitkiler yazın terleyerek su kaybetmiyor, kışın da soğuktan etkilenmiyorlar.

Buhardan elektrik enerjisi üretim merkezini ziyaret ettik ve bu konuda bilgi aldık, fabrikayı dolaştık. Tsunami simülatörünü görmeye gittik. Bulunduğumuz bölge Doğu Pasifik Zonu içinde yer alan San Andreas Fayı üzerinde olduğu için bir deprem ve aynı zamanda bir tsunami bölgesi, bu nedenle tsunami üzerine detaylı çalışmalar yapmışlar. Bize de tsunaminin oluşumunu gösterdiler.

Üniversitenin araştırmalarını yaptığı ormanda da kısa bir gezinti yaptık. Orman da tıpkı kaldığımız üniversitenin bahçesindeki gibi sekoya ağaçlarıyla kaplıydı.
Üniversiteye döndüğümüzde de spor merkezinde tırmanma ve yüzme etkinliğine katıldık.

TEMMUZ
Cascades sıradağlarını görmeye gittik ve Hood Dağı’na tırmandık. Coğrafi açıdan zengin bir bölgeydi ve coğrafya derslerinde öğrendiklerimizi gerçek hayatta da görmüş olduk.

Hood Dağı, Oregon Bölgesi’nin en yüksek dağı, 3429 metre yüksekliğinde. Volkanik bir dağ ve Trillium Gölü’nün yakınında bulunuyor. Dik bir profili var ve volkanik bir dağ olduğu için periyodik patlamaları sırasında farklı farklı malzemeler üst üste yığılarak kompozit bir yapı oluşturmuş. Temmuz ayının başında olmamıza rağmen biz gittiğimizde hala kar vardı, kayak yapanları da gördük.

Cascades sıradağları boyunca geçtiğimiz yolda birçok volkanik dağ gördük, buzulların taşıdığı morenleri ve soğuk nemli bölgelerin toprağı olan podzolları görme imkanı bulduk.

TEMMUZ
“Youth Farm” yani Marion Halk ve Gençlik Çiftiği’ni ziyaret ettik ve bizim yaşımızdaki genç çiftçilerin çalışmalarını anlatmalarını dinledik. Topluluk bahçesinde yetiştirdikleri ürünleri, kompost oluşturmalarını, toprağı korumalarını ve yetiştirdikleri ürünlerden yaptıkları yemekleri nasıl paylaştıklarını gördük. Özellikle kopardığımız çilekler çok lezzetliydi ve şu ana kadar yediğim bütün çileklerden daha şekerli bir tatları vardı. Sonra da kerpiçten duvar örülmesine hep birlikte yardım ettik.

NWREC Geri Dönüşüm Fabrikasını ziyaret ettik ve plastiklerin nasıl ve neden geri dönüştürüldüğünü öğrendik. Fabrikanın sahipleriyle birlikte fabrikayı gezerek bilgi aldık.

Elizabeth Orchards Farm Market’i ziyaret ettik. Burası 1800’lerden kalan organik bir üretim merkezi, tarım alanı ve aynı zamanda da bir market. Kilometrelerce uzunluktaki alanda yetiştirilen meyve ve sebzeler markette satılıyor. Markete girdiğimizde uzun süre çıkamadık çünkü taze meyve-sebzelerden baharatlara, kek karışımlarından vanilya özütüne kadar her şey organik ve lezzetli gözüküyordu.

Konferansa katılan gruplardan gönüllü öğrencilerin oluşturduğu bir ekip ayrı bir workshop yaparak Su sorunu üzerine bir sunum oluşturdular ve son gün katılımcılara sundular. Konferansın son günü olduğu ve yeni edindiğimiz arkadaşlarımızdan ayrılacağımız için hepimiz hüzünlüydük ancak seneye de tekrar katılabileceğimizi bilmek bizi mutlu ediyordu. Kapanış yemeği ve kapanış töreni için hepimiz süslendik ve birlikte yemeğe gittik. Sertifikalarımızı aldıktan sonra geleneksel kültürel performansları izledik. Türkiye grubunun yaptığı geleneksel halk dansları ilgi çekti ve sondaki halay için birçok katılımcı ayağa kalkarak eşlik etti.

TEMMUZ-Konferans sonrası
Konferansın bitişinden sonra Notre Dame de Sion ve Saint Michel Liseleri olarak Seattle’a doğru yola çıktık. Seattle’da yaptığımız geziler daha çok coğrafya ağırlıklıydı ve bu sene gördüğümüz coğrafya konularını da tekrar etmiş olduk. Yolda giderken tayga adı verilen iğne yapraklı ağaçları gördük, bunlar yüksek enlemlerde sıcaklığın düşmesiyle ortaya çıkan ağaçlardır.

Seattle’a gitmeden önce Portland’a uğradık ve şehir merkezini gezdik, Adalet Sarayı’nı gördük. Yola çıktıktan sonra da St Hellens volkanik dağına giderek oradaki milli parkı gezdik, değişik kuş ve bitki türlerini de gördük. Özellikle gölün üzerindeki nilüferler çok güzel bir manzara yaratıyordu.

TEMMUZ
Sabah erkenden uyanıp Seattle’ın simgesi olarak bilinen Space Needle’ı görmeye gittik. Şehrin merkezinde bulunan parkı gezdik, sokak çalgıcılarını dinledik.
Şehir merkezini gezdikten sonra Washington Üniversitesi’ni ziyaret ederek arboretumunu dolaştık. Çeşitli ağaçlar olan arboretumda koşu yapanları izlerken rehberimizden bilgi aldık. Üniversitenin tıp ve hukuk bölümleri dışında çevre-doğa bilimlerinden de bölümler içerdiğini öğrendik.

Öğle yemeğimizi Seattle’ın limanında yedik, oralarda alışveriş yaptık ve Pike Place Market’ı ziyaret ettik. Metsker Map adlı dükkana giderek çeşitli coğrafya kitaplarını ve haritaları görme fırsatı bulduk. Liman turistlerle dolu, canlı bir yerdi. Şehrin öbür kIsmına geçip manzarayla fotoğraf çektirdikten sonra Snoqualmie Şelalesi’ne gittik.

Snoqualmie Şelalesi yaklaşık 90 metre yüksekliğinde bulunuyor ve Kanada’nın sınırında bulunan Vancouver’dan gelen karlarla ve buzullarla besleniyor. Şelalenin etrafında hiçbir sanayi bölgesi yok, bu nedenle suları tertemiz. Akarsu üzerinde bir de hidroelektirik santral bulunuyor. Washington eyaletinde bulunan yüksek bir diklikten dökülen şelalenin nasıl bir dev kazanı oluşturduğunu ve doğal hayatın bereketini görmüş olduk.

10 TEMMUZ
Amerika’da geçirdiğimiz güzel günlerden sonra geri dönüş vakti gelmişti. Dünya’nın farklı ülkelerinden farklı insanlarla çevre sorunları üzerinde tartışmak, çözüm yolu bulmaya çalışmak ,çevre üzerine yapılan çalışmaları görmek , yenilikleri takip etmek ve farklı coğrafyaları incelemek açısından bu konferans çok verimli oldu ve bize yeni ufuklar açtı.

SERRA ATİLLA
Sürdürebilir Yaşam Külübünün Başkanı